Translate

31 Ağustos 2012 Cuma

FISTIK EZMELİ VE DAMLA ÇİKOLATALI TESADÜF KURABİYELERİ


 Bizlerin hayat boyu her konuda en büyük yardımcıları , dert ortakları,  en yakın arkadaşları  hiç kuşkusuz annelerimiz... Her ne kadar zaman zaman bazı konularda fikir ayrılıklarına düşsek, ufak tefek anlaşmazlıklarımız da olsa her zaman yanında huzur bulduğumuz, kendimizi güvende hissettiğimiz yegane insan...

Çocuklar olunca ilişki başka bir boyuta taşınıyor. Artık çocuklarla anne babanızı paylaşmak zorunda kalıyorsunuz. Hatta sanki onların da öncelikleri torunları oluyor gibi gözüküyor bazen. Hatta çocukların bile önceliği anneanne, dede oluveriyor. Sen yedirme anneannem yedirsin, sen okuma dedem okusun, sen yatırma ...

E tabii bu durum bizlerin de hoşuna gidiyor, aa çok üzüldüm Melissa niye öyle diyorsun diyorum ama içimden de oh oh yedirsin tabii, uyutsun tabii dediğimi itiraf ediyorum.

Hal ve durum böyle olunca de onlara ihtiyacımız her zamankinden daha fazla oluyor tabii. Yanımızda olmaları evdeki büyük küçük herkesin hoşuna gidiyor, bizlerin hayatı kolaylaşıyor. Ben ve eşim adına ditiraf edebilirim ki her fırsatta onları bizim eve getirtebilmek için eşitli kumpaslar düzenlediğimiz bile oluyor.

Biz de konuşmalar her zaman şu şekilde gelişir; 'Alo anne napıyosun?' Annem hemen anlar; 'İyiyim ne oldu?' Anlar ses tonumdan bir şey için O´na ihtiyacım olduğunu hemen... Ben de devamını getiririm; 'Hiç ne olsun öyle bir arayayım dedim ne yapıyorsun diye...' Sessizlik olur o sırada... Annem; 'Çocuklar nasıl?' Hemen çıkartıveririm ağzımdaki baklayı; 'İyiler, sizi özlemişler... 'Oysa ki daha bir hafta bile olmamıştır kesin görüşeli... Hatta daha da üzerine gidip; Melissa'ya veririm telefonu, 'Söyle kızım , özledim de anneannene derim sessizce... 'Anneanne özledim..' der o da... Annem basar çığlığı 'Canım benim, aşkım gelirim hemen , ne istiyorsun alayım...' Benimkinin de hazırdır isteyeceği şey ,' Diyazor yumuytası, yunus, köpek balığı' bir şey ister mutlaka. En geç ertesi gün tabii annem biz de :)) Bazen benim dememe bile gerek kalmaz kızım alır telefonu eline anneannemi, dedemi arayacağım der. Bu böyle gider...

Tanrımhepimizin annelerine, babalarına uzun ömürler versin, hep beraber  nice güzel yıllarımız olsun.

Evet önce tamamen tesadüf eseri ortaya çıkan fıstık ezmeli ve damla çikolatalı kurabiye hikayemi sonra da tarifimi sizlerle paylaşmak istiyorum. İşte yukarıda sizlere anlattığım benzer günlerden bir gün annem; teyzem ve kardeşimle birlikte geleceğini söyledi. Tabii bunu duyar duymaz ben hemen hazırlıklara başladım.  Önce tart yapmaya karar verdim,tüm malzemeleri hazırladım, sıra yağı koymaya geldi ki o da ne tereyağını dışarıya çıkartmış ve oda sıcaklığına getirmişim. Biliyorsunuz tart hamuru hazırlarken içine konulacak yağ mutlaka soğuk olmalı, bu yüzden kurabiye yapmak zorunda kaldım.



Peki neli kurabiye yapacaktım, kilere şöyle bir baktım, uzun zamandır kimsenin yüzüne bakmadığı fındık ezmesi kavanozu orada beni al der gibiydi. Yanında da damla çikolata kavanozu... Ben de hamurun yarısını fıstık ezmeli, yarısını damla çikolatalı yapmaya karar verdim.

Sonuç lezzetli,bir o kadar da besleyici iki çeşit kurabiyemiz oldu, cocuklar beğendi, hatta kapanın elinde kaldı. Ben de uzun zamandır yapmak istediğim bu kurabiyeyi tesadüfen de olsa denemiş oldum.









Malzemeler:

150 gr. tereyağı(oda sıcaklığında)
1 yumurta
6 çorba kaşığı toz şeker
Aldığı kadar un

Yapılışı:

Tereyağı, yumurta ve toz şekerimizi elimizle iyice karıştıralım ve unumuzu yavaşça ilave edelim.

Elde ettiğimiz hamuru ikiye ayıralım. Yarısına 2 yemek kaşığı fıstık ezmesi, diğer yarısına da yine iki yemek kaşığı damla çikolata ilave edelim. Elimizle minik toplar yapalım ve yağlı kağıt serilmiş fırın tepsimize dizelim. 175 derece fırında üzerleri hafif pembeleşene kadar pişirelim.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder